EGAYDAAK MESELESİ - Egemenliği Antlaşmalarla Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar

Her konuda yazı, resim, içerik yayınlayabileceğiniz bölümümüz. Tabi ki Siyasi,+18,Gayri Ahlaki olmamak kaydıyla.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
admin
Sistem Geliştiricisi
Sistem Geliştiricisi
Mesajlar: 1140
Kayıt: 28 Ağu 2022 04:38
Konum: Database
Meslek: Teknisyen
Teşekkür etti: 819 kez
Teşekkür edildi: 604 kez
İletişim:

EGAYDAAK MESELESİ - Egemenliği Antlaşmalarla Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar

Mesaj gönderen admin »

EGEMENLİĞİ ANTLAŞMALARLA DEVREDİLMEMİŞ ADA, ADACIK VE KAYALIKLAR (EGAYDAAK) MESELESİ
TÜRK DEGS Gönüllü Araştırmacısı Ece Esra Benli
Resim
Egemenliği Antlaşmalarla Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar Haritalar 1

Resim
Egemenliği Antlaşmalarla Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar Haritalar 2

Resim
Egemenliği Antlaşmalarla Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar Haritalar 3

Uluslararası hukuk çerçevesinde Adalar Denizi meselesini ele aldığımızda iki ülke arasında Yunanistan’ın sorun olarak ileri sürdüğü meselelerle karşı karşıya olduğumuzu görmekteyiz. Adalar Denizi’nde yaşanan temel mesele de geniş çaplı bakıldığında EGAYDAAK sorunu olarak karşımıza çıkmakta ve Adalar Denizi’nde Yunanistan’ın tetiklediği ana başlıklar arasında yerini almaktadır.

EGAYDAAK’ın açıklamasına baktığımızda egemenliği antlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklar şeklinde kısaca özetleyebilmekteyiz. EGAYDAAK kapsamında 152 grup bulunmaktadır. (Yaycı, EGAYDAAK, 2021) Adalar Denizi’nde ulusal egemenlik sınırlarını ilgilendiren bir diğer sorun da bu denizde hükümranlık sınırlarını belirleyen antlaşmalarda adları belirtilen ve egemenlik devrinde mutabık kalınan adalar dışında kalan ada, adacık ve kayalıklar üzerinde Yunanistan’ın egemenlik iddiasında olmasıdır.

Adalar Denizi’nde adalar üzerindeki hakimiyetin tarihsel serüvenine baktığımızda Osmanlı İmparatorluğunun Venediklilerden, Cenevizlilerden ve Rodos Şövalyelerinden aldığı, bir bölümü Anadolu’nun doğal uzantısı olan Adalar Deniziadalarına ilk çıkışımız 1089-1090 yıllarında ÇAKA Bey komutasında Midilli ve Sakız’ın fethiyle gerçekleşmiştir. (Çobanoğlu, 2020) Daha sonra Menteşe, Aydın, Saruhan ve Karesi Beylikleri bölgede hakimiyet kurmuşlardır. Daha sonra Yıldırım Beyazıt (1389-1402), Çelebi Mehmet (1413-1451), II. Murat (1421-1451) dönemlerinde akınlar ve işgaller yapılmışsa da kalıcı bir fetihe dönüşmemiştir. Adaların fethi; Girit hariç, Fatih Sultan Mehmet döneminde (1456’da Taşoz ve Limni’nin fethiyle başlayıp, 1470, 1479 yılları arasında ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1522, 1538) yıllarında olmak üzere iki aşamada gerçekleşmiş ve 1715’te İstandil’in (Tinos) alınmasına kadar 250 yıl sürmüştür. (Çobanoğlu, 2020)

Yunanistan yarımadası ile Anadolu yarımadası arasında bulunan ve toplam alanı 23.000 kilometrekare kadar olan Adalar Denizi’ndeki 3000’e yakın ada ve adacık, fiili olarak Osmanlı döneminde tamamen elimizden çıkmıştı. Kurtuluş Savaşı sonunda 1923 Lozan antlaşması ve II. Dünya Savaşına katılmadığımız için davet edilmediğimiz 1947 Paris Sözleşmesiyle Osmanlı’nın kaybettiği adaların durumu tescillenmiştir. (Çobanoğlu, 2020)

Tarih sırasıyla adalar konusuna etki eden bu antlaşmalar şunlardır; 18 Ekim 1912 Uşi Barış Antlaşması, 17/30 Mayıs Londra Antlaşması, 1/14 Kasım 1913 Atina Antlaşması, 13 Şubat 1914 tarihinde Yunanistan Hükümeti’ne tebliğ edilen Altı Büyük Devlet Kararı, 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması, 10 Şubat 1947 Paris İtalyan Barış Antlaşması’dır. (Aksu, 2017) İki ülke arasında Egaydaak anlaşmazlığı üzerinden başvurulacak iki ana antlaşma 1923 Lozan Barış Antlaşması[1] ve 1947 Paris Barış Antlaşması’dır[2]. İlgili antlaşmalarsa öne sürülen ve eAdalar Denizi’nde egemenlik konusunun değişime uğradığı en önemli tarihlerden bir tanesi de 24 Nisan 1830’dur. Bu tarihte Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanması ile birlikte Eğriboz, Kuzey Sporat Adaları, Siklat Adaları da elimizden çıkmıştır.

Adalar Deniziadalarını coğrafi konumlarına göre değerlendirdiğimizde; BOĞAZ ÖNÜ ADALARI – (Limni, Semadirek, Gökçeada, Bozcaada, Tavşan Adası, Taşoz, Ayios Evstratios) DOĞU ADALAR DENİZİADALARI – (Midilli, Sakız, Sisam, İkaria Hiyos, Samos) ONİKİ ADA – (İstanköy, Sümbeki, Patmos, Lipsos, Leros, Kalimnos, Tilos, Kalki, Astipalaia, Rodos, Meis, İncirli) KUZEY SPORAT ADALARI (Şeytan, Eğriboz, Akiatos, Skopeles, Alonisos, Pelagos, Piperi, Skiros) KİKLAT ADALARI (Yunanistan anakarası yakınındakiler) GİRİT ADALARI (Girit, Kerpe, Kasot, Andikitira, Kriti, Gavdos) olarak isimlendirebiliriz. (Çobanoğlu, 2020)


Türkiye’nin, Ege’deki toplam karasuyunun Adalar Denizi’nin %7,55’ine; sadece EGAYDAAK karasuyunun ise %5,5’ine karşılık geldiği, EGAYDAAK karasularının neredeyse Trakya bölgemizin yüzölçümünün yarısı kadar bir alan oluşturduğu dikkate alındığında durumun ülkelerin hakimiyet pozisyonları açısında ne kadar önemli bir konumda olduğu daha iyi anlaşılacaktır. EGAYDAAK zengin enerji kaynaklarına sahip olduğu ifade edilen Adalar Denizi’nde deniz yetki alanlarının belirlenmesinde temel faktör olarak da karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla çoğu oldukça büyük birer ada olan bu coğrafi formasyonları basit bir kayalık sorunu olarak görmek mümkün değildir. (Doğu Akdeniz Politik, 2020)

Türkiye, EGAYDAAK’ların varlığını, yakın tarihimizde 25 Aralık 1995 günü “Figen Akat” isimli Türk ticaret gemisi Bodrum-Gümüşlük’ten 3,8 mil (7 km) açıkta bulunan Kardak Kayalıklarında karaya oturması ile gündeme getirmiştir. Kardak Krizi, Yunanistan’ın kışkırtması ile her iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmiştir ancak Yunanistan geri çekilmek durumunda kalmıştır. Sorun, hala iki ülke arasında en ciddi ve karmaşık gündem maddesini oluşturmaya devam etmektedir. Sorun, sayıları yaklaşık 152 Ada, Adacık ve Kayalığın (EGAYDAAK) sahip olduğu karasuları ile bunun gelecekte Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı paylaşımına etkileridir. (Kabaca %6’lık bir etki söz konusudur ki çok önemli bir alanı kapsar. (Yaycı, Yunanistan Talepleri (Ege Sorunları), 2020)) Sorun, Yunanistan’ın uluslararası hukuk çerçevesindeki kuralları da ihlal ederek Anadolu sahillerinden itibaren üç deniz mili mesafenin dışında kalan bütün ada, adacık ve kayalıklara sahip olmak istemesinden kaynaklanmaktadır. EGAYDAAK sorununu yalnızca hakimiyet sorunu olarak indirgemek yanlış olacaktır. Zira kıta sahanlığı ve hava sahası sorunları gibi Adalar Denizi’nde deniz ve hava yetki alanlarının paylaşımını ilgilendiren sorunları ile bağlantılı ve karşılıklı etkileşim içindedir. EGAYDAAK sorunu çözümlenmeden diğer sorunların da neticelendirilmesi kolay olmayacaktır. (MENGİ, 2008)


kaynak :

Kod: Tümünü seç

https://tr.wikipedia.org/wiki/Ege_Adalar%C4%B1

Kod: Tümünü seç

https://turkdegs.org/icerik/egemenligi-antlasmalarla-devredilmemis-ada-adacik-ve-kayaliklar-egaydaak-meselesi

Kod: Tümünü seç

https://turkdegs.org/icerik/denizlerdeki-gercekligimiz-egaydaaklar-ve-lozan-16-madde
Bu konu ile ilgili ek içerik ;



Yılmaz ÖZDİL
Daha zeki olmanın tek yolu, daha zeki bir rakiple oynamaktır.

Etiketler:
Cevapla

“Genel” sayfasına dön